Kullanıcı Adı:

Beni Hatırla

Şifre:

Şifremi Unuttum

Ana Sayfa | Tasavvuf Akademisyenleri | Tasavvufî Yayınlar | Tasavvuf Dergisi | Konuk Defteri | Fotoğraflar | İletişim | Haberler

Özet

Hakk’ın Sırrını Fâş Etmeyen Sûfîler: Sultân Veled Örneği

Mutasavvıflar, insanları genel olarak Âmme, ehl-i hakāik) ve hâssa (veya avâm, havâs ve ‎havâssu’l-havâss/ ehassu’l-havâss) diye üç sınıfa ayırmış, avâma İslâm’ı, havâs ve havâssu’l-‎havâss’a ihsân”ı, yani tasavvufu layık görmüş ve tasavvuf gibi kalb rikkatinden bahseden bir ilmi, ‎avâma tevdi etmekten ve fitnelerine sebep olmaktan kaçınmışlardır. Bazı sûfîlerin idam ‎edilmelerine kadar varan olayların perde arkasında bu tür bir fitneye sebebiyet vermeleri vardır. ‎Bu durum karşısında bazı sûfîler remiz ve sembollerle konuşarak maksatlarını nâ-ehil olanlardan ‎saklamaya çalışırken, Sultân Veled, dakîk tasavvufî meselelere geldiğinde “kalem buraya geldi, ‎ucu kırıldı”, “Akıllıya bir söz yeter”, “Bunun altında birçok sırlar vardır. Fakat söylemeğe izin ‎yoktur” gibi cümlelerle susmayı tercih etmiştir.‎

Anahtar Kelimeler

Cüneyd el-Bağdâdî, Hallâc-ı Mansûr, Muhyiddîn ibnu’l-ARabî, Sadreddîn Konevî, Mevlânâ, Sultân ‎Veled, Sufiler, Sır, Avâm, Havâs.‎

Gelişmiş Arama

Hızlı Erişim

Sayaç

Dost Site

Kullanılabilir renk seçenekleri
AYDINLI WEB TASARIM --> İrtibat için: aaydinli@gmail.com

Site Yöneticisi: Halil İbrahim Şimşek

bilgi@tasavvufakademi.com