Yiğitbaşı Velî Ahmed Şemseddîn-i Marmaravî: Hayâtı, Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri
XV. yy. mutasavvıfları içerisinde önemli bir şahsiyet olan Yiğitbaşı Velî, 839 H./1435 M. ile 910 H./1505 M. yılları arasında yaşamıştır. Daha çocukluk çağında Hanefî fıkhı ve ehl-i sünnet inancı alanlarında iyi bir medrese eğitimi alan Marmaravî, kendi de muhtemelen bir Halvetî şeyhi olan babası Îsâ Halîfe tarafından, mânevî terbiyesini de ikmal etmesi maksadıyla Alâeddin Uşşâkî’ye gönderilmiştir. Daha sonra mânevî irşad ve tekke faâliyetleri için Manisa’ya gelip yerleşen Ahmed Şemseddîn, bir ara İstanbul meşâyihi arasında çıkan ihtilâfları çözmek üzere İstanbul’a gitmesi hâriç, vefâtına kadar irşad faâliyetlerini burada sürdürmüştür. Manisa’da vefat eden müellifi-mizin kabri, o zamanlar Seyyid Hoca mahallesi, bugünkü adıyla Adakale mahal-lesi olarak anılan yerdeki tekkesinin bahçesindedir. Bu tekke, zamanla yıkılarak yerine bir mescid inşâ edilmiştir.
Müellifimizin, Türkiye’nin 6 ayrı ilindeki 14 kütüphânede toplam 14 eseri ve bunların 200’ü aşkın el yazması nüshası bulunmaktadır. O, tasavvufî düşüncelerini ortaya koyduğu eserlerini genellikle mensur olarak kaleme almakla birlikte, İrfânü’l-Maârif (Risâle Fi’l-İrşâd ve Terbiye/Esrâr-i İlâhî) adlı risâlenin başındaki 11 beyit ile Câmiu’l-Esrâr’ın tamâmını ise manzûm olarak yazmıştır. Eserlerinin tamâmını Türkçe olarak telif eden müellifimiz, olduk-ça sâde ve anlaşılır bir üslup kullanmıştır.
Yiğitbaşı Velî, saâdet ve şakāvet, rü’yet, mûcize, kerâmet, Allâh’ın varlığı ve birliği gibi daha ziyâde akāid ve Kelâm’a ilişkin konularda tâvizsiz bir ehl-i sünnet mensûbu; zikir, irşad, mürid, mürşid, tarîkat âdâbı, Nefs ve terbiyesi, rüyâ ve tâbirleri gibi tasavvufun daha ziyâde uygulamaya yönelik amelî konularında Halvetî; ricâlü’l-gayb, aşk ve muhabbet, Allâh’ın zâtı, isimleri ve sıfatları, hakîkat-i Muhammediyye, varlık ve mertebeleri gibi tasavvuf düşüncesinin ilgi alanına giren temel konularda ise iyi bir İbn Arabî tâkipçisidir.
Anahtar Kelimeler Yiğitbaşı Velî, Ahmed Şemseddîn, Marmaravî, vahdet-i vücûd, Halvetiyye, Ahmediyye
|
|