Tasavvufî Bir Terim Olarak Râbıta
Bu makale tasavvufî tecrübede önemli bir yeri olan râbıta kavramının tanımı, çeşitleri ve sûfilerce nasıl uygulandığını içermektedir. Râbıta ile aynı kökten türeyen ve Kur'ân-ı Kerim'de yer alan ribât ve murâbata, sınırlarda düşmanı gözetlemek, nöbet tutmak, verilen emrin eksiksiz yerine getirilme-si anlamlarını ifade eder. Genel anlamda râbıta, ilahi ve zati sıfatlara muttasıf olan müşâhede mer-tebesine ermiş kâmil bir şeyhe kalbi bağlamaktır. Dolayısıyla sûfiler, huzur ve gıyâbında şeyhin sûreti ve özelliklede ruhâniyetini hayalen kendisi ile birlikte farz eden müridin, şeyhinin yanınday-ken takındığı tavrı gıyabında da sürdürmesi gerektiğini ifade etmişlerdir. Mutasavvıflar, "Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sâdıklarla beraber olun" âyetinde geçen sadıklarla beraber olmayı râbıtaya delil olarak kabul ederler. Tasavvuf klasiklerinde sâdık ve sâlihlerle beraber bulunmaya, fâsık ve dünya ehli ile bir arada bulunmaktan sakınmaya önem verilmiştir. Râbıta da bu bağlamda tasavvufi tecrübe açısından yorumlanmıştır. Anahtar KelimelerRâbıta, râbıta-i mevt, râbıta-i mürşid, râbıta-i huzur, ribât, murâbata
|
|